15 Temmuz hain darbe girişiminin 9’uncu yıl dönümünde Bağcılar Belediyesi’nin koordinesinde gerçekleştirilen etkinlikte Bağcılar Meydanı’nı dolduran Türk bayraklı ilçe sakinleri hem şehitleri andı hem de demokrasi zaferini coşkuyla kutladı. 15 Temmuz gecesi milletin tek vücut olduğunu söyleyen Bağcılar Belediye Başkanı Yasin Yıldız, “O gece Bağcılar’ın sokaklarında da yürekler birleşti. Dualar göğe yükseldi. Demokrasimizi hedef alan girişim, milletimizin destansı direnişiyle püskürtüldü” dedi.
15 Temmuz hain darbe girişiminin bertaraf edilmesinin 9’uncu yıl dönümünde, bu yıl ‘Zaferin Adı Türkiye’ temasıyla gerçekleştirilen “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” kapsamında Bağcılar’da da çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen ve gün boyu süren etkinlikler, 15 Temmuz gazileriyle yapılan kahvaltı ve Kirazlı Mezarlığı’nda 15 Temmuz şehidi Muhammed Ambar’ın mezarının ziyaretiyle başladı. Öğle namazından sonra ise Bağcılar Merkez Camii’nde şehitler için Mevlid-i Şerif okundu.
Demokrasi ve Birlik Yürüyüşü düzenlendi
Saat 21.00’da ise Demokrasi ve Birlik Yürüyüşü düzenlendi. Yaşlısından gencine her yaştan ilçe sakini ellerinde Türk bayraklarıyla birlikte Çarşı Caddesi’ndedüzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Birlik Yürüyüşü’ne katıldı. Bağcılar Meydanı’na kadar yürüyen katılımcılar, burada kurulan 15 Temmuz konulu resim sergisini de gezdi.
Bağcılar Meydanı’nda Bağcılar Kaymakamı Abdullah Uçgun, Bağcılar Belediye Başkanı Yasin Yıldız’ın da ilçe sakinleriyle bir araya geldiği özel program ise saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kuran-ı Kerim okunmasıyla başladı. Gecede Bilgi Evleri Mehter Takımı mini bir konser verirken, öğrenciler kahramanlık türküleri de söyledi. Bağcılar Hikmet Barutçugil Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin canlı performans sergilediği programda 15 Temmuz’u anlatan belgesel ve kısa film gösterimleri de yapıldı.
Aziz milletimiz son sözü söyledi
Zaferin adının konulduğu 15 Temmuz’un yıldönümünde bir arada olmaktan dolayı mutlu olduğunu söyleyen Kaymakam Uçgun, “15 Temmuz gecesi o hain pusu kurulduğunda Cumhurbaşkanımızın çağışı üzerine meydanlara dökülen milyonlarca vatandaşımızın çekmiş olduğu çile ve vermiş olduğu emeğin karşılığını bulabilmesi için olmazsa olmazımız din konusunda aldatılmamayı öğrenmektir. 15 Temmuz, bize gösterdi ki, aziz milletimiz her zaman olduğu gibi yine son sözü söyledi. Hainler birkaç saatte işi bitirebileceklerini düşünürken aziz Türk milleti 86 milyon ferdiyle sokaklara çıktı. Bu aziz milletin ferdi olmakla ne kadar övünsek azdır. O mücadelenin değer bulabilmesi için o günün unutulmaması gerekir” dedi.
Bağcılar’ın sokaklarında yürekler birleşti
Altın harflerle yazılmış bir destanı ve milletimizin bağımsızlığa olan sarsılmaz bağlılığını hatırlamak için bir araya geldiklerini söyleyen Başkan Yıldız, “15 Temmuz gecesi sayın Cumhurbaşkanımızın çağırısıyla minarelerden selalar yükselirken halkımız köprülere ve meydanlara akın etti. O gece Bağcılar’ın sokaklarında da yürekler birleşti. Dualar göğe yükseldi. Millet tek vücut oldu.Demokrasimizi hedef alan girişim, milletimizin destansı direnişiyle püskürtüldü. Böylece milletimiz demokrasiye olan bağlılığını bütün dünyaya güçlü bir şekilde gösterdi. Bu vesileyle tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” dedi.
Türkiye’nin şafağı sökmeye başladı
Konuşmasının devamında Terörsüz Türkiye projesine de değinen Yıldız, şunları söyledi: “Bu topraklarda milletin izni olmadan yaprak dahi kıpırdayamaz. Millet iradesinin üstünde hiçbir güç ve irade yoktur. Bugün artık Cumhurbaşkanımızın önderliğinde Büyük Türkiye Yüzyılı hedefi doğrusunda yürüyüşümüzü en kararlı şekilde sürdürmekteyiz. Büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı artık sökmeyebaşladı. 47 yıllık terör belası sona erme sürecine girdi. Türkiye, uzun acılı, sancılı dönemi kapatma dönemine girmiş bulunmaktadır. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle ülkemiziçin yeni bir sayfa açıldı.”
15 Temmuz programı, katılımcıların demokrasi nöbetiyle sona erdi.
13 yaşındayken babasının teşvikiyle çıktığı ilk sahneden bugüne, kalbimizdeki yerini hiç kaybetmedi Esra Öztürk… O gün bugün durmadan üretmeye, söylemeye, anlatmaya devam etti. Türk Halk Müziği’nin güçlü yorumcusu olarak adını yıllar içinde saygı ve sevgiyle duyurdu; sazıyla, sözüyle, sesiyle bir nesle türküyü yeniden sevdiren kadınlardan biri oldu.
Müzik yolculuğu, önce bir müzik akademisiyle başladı, ardından Arif Sağ Müzik Okulu’nda aldığı bağlama dersleriyle şekillendi. Sazını da tıpkı sesi gibi konuşturan Öztürk, sadece türkü söylemekle kalmadı; kimi zaman sazı ile sahnede eşlik etti, kimi zaman genç seslere yol gösterdi.
30 yıllık sanat yaşamını şimdi çok özel bir projeyle taçlandırıyor. İstanbul’a dönüş hazırlıkları yaparken bir yandan da “30. sanat yılımda, 30 ayrı sanatçıyla 30 düet” diyerek büyük bir heyecana yelken açtı. Üstelik bu isimler arasında sadece Türk Halk Müziği değil; pop, caz, rap ve sanat müziği dünyasından da sürpriz isimler yer alıyor. Projeye dair ilk okumalar başladı bile… Sürprizler büyük, heyecan dorukta.
Her ne kadar Türk Halk Müziği sanatçısı olarak tanınsa da, zaman zaman seslendirdiği arabesk eserlerle de büyük beğeni topladı. Repertuarındaki bu renkli geçişler, onun çok yönlü bir sanatçı olduğunun da göstergesi oldu. Önümüzdeki hafta ise dinleyicilerini bir başka sürpriz bekliyor: Esra Öztürk, bir pop şarkısıyla hazırladığı single çalışmasını tamamlamak üzere… Yeni eseriyle farklı bir kulvarda da müzikseverlerin beğenisine hitap etmeye hazırlanıyor.
Müzik dünyasına birçok albüm ve sayısız tekliyle katkı sunan Esra Öztürk, en son “Gurur” adlı fantezi tarzındaki teklisiyle sevenlerinin karşısına çıktı.
“Hiçbir tarza karşı tutucu değilim,” diyor içtenlikle. “Türkülerin değeri yüzyıllar boyunca sürecek ama popüler kültür zaman zaman üzerini örtebilir. Sahnede her tarzı severek okuyorum.” Bu sözler, onun ne kadar evrensel bir sanat anlayışı taşıdığının da en güzel kanıtı.
Esra Öztürk, sadece sesiyle değil, duruşuyla da yol gösterici bir figür. Müzikte prensiplere, disiplinden ödün vermemeye önem veriyor. “Kuralsız yaşamak doğru değil. Yaptığım her işte prensip sahibiyim. Kime göre neye göre doğru bu tartışılır, ama ben bir eseri hakkıyla yorumlamaya çalışırım,” diyor. Genç müzisyenlere ilham olmayı, yol göstermeyi de en önemli görevlerinden biri sayıyor.
Esra Öztürk, bugün bir sanatçının ötesinde bir hafıza… Türkülerin içinde saklı hikâyeleri yüreğinde taşıyan, sazıyla konuşan, sesiyle susan bir emek insanı. Onun 30 yıllık müzik yolculuğu, sadece kendi hayatını değil; bu toprakların müzikle yoğrulmuş ruhunu da anlatıyor bize.
Ve bizler… Her türküde onun sesini duymaya, her notada onun emeğini hissetmeye devam ediyoruz.
Ve biz biliyoruz ki; Türkülerimiz yaşadıkça, Esra Öztürk’ün sesi de susmayacak. Çünkü o, sadece türkü söylemiyor… O, türkü oluyor.
Hayat, bazı anları özenle saklar… Öyle anlar vardır ki; yıllar geçse de tazeliğini kaybetmez. Fotoğraflarda donup kalan karelerden değil, kalpte yer eden bir tebessümle hatırlanır.
Geçtiğimiz gün, iş insanı Şefik Yalvaç ve zarif eşi Esra Yalvaç’ın 8 yaşındaki oğulları Muhammed Kadir Yalvaç için düzenlenen sünnet düğünü, işte tam da böyle bir geceydi. Ataşehir Şaşalı Restaurant, o akşam sadece bir mekân değil; neşenin, duanın ve aile olmanın sıcaklığının buluşma noktasıydı.
Kadir’in sünnet yemeği Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ve o küçük yüreğin, kendisi için okunan Kur’an’a eşlik etmesi büyüleyici bir görüntüydü. Dualar, bu küçük adamın büyüme yolculuğuna adeta birer niyaz olarak göğe yükseldi. Ardından sahneye çıkan mehter takımı, izleyenleri hem duygulandırdı hem gururlandırdı; geçmişin ihtişamını bugünün coşkusuyla harmanladı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde müzikle kalpler buluştu. Güçlü sesiyle geniş kitlelere ulaşan genç sanatçı Pelin Suade, seslendirdiği şarkılarla düğüne adeta ruh kattı. Pistte atılan her adım, onun yorumuyla birer anıya dönüştü.
Sahne alan bir diğer isim ise, güçlü performansıyla dikkat çeken Tuna Taşkın oldu. Şarkıları ve sahnedeki enerjisiyle konuklara unutulmaz bir gece yaşattı.
Ancak belki de gecenin en anlamlı sahnesi; Şefik Bey’in eşi Esra Hanım’la birlikte kızları Asyanur ve Elanur’la beraber tüm misafirlerini kapıda tek tek karşılamasıydı. Bu, sadece bir ev sahipliği değil; içtenliğin, vefanın ve aile olmanın en zarif haliydi.
İş insanı Şefik Yalvaç, aidiyet, vefa ve ahlaki değerlere olan bağlılığını ilmek ilmek işlediği aile yapısında bir kez daha gösterdi. Düzenlediği bu sünnet merasimiyle, sade ama bir o kadar da anlamlı bir şekilde örf ve adetlerimize sahip çıkmanın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Yalvaç Ailesi, bu özel geceyle sadece bir aile geleneğini yaşatmadı, aynı zamanda sevgiyle örülmüş bir hatıra bıraktı.
Ve biz de diyoruz ki: “Kadir Yalvaç’ın hayat yolculuğundaki bu özel gün; dualarla, tebessümlerle, müzikle ve aile sıcaklığıyla öylesine anlamlı hale geldi ki… Bu geceyi yaşayan herkesin yüreğinde unutulmaz bir anı olarak yer etti.”
Böyle olur Yalvaç ailesinin sünnet düğünü… Hem gönüllerde iz, hem yüzlerde gülümseme bırakır.
PELİN SUADE’DEN RUHA İŞLEYEN YORUM: “YEMENİMDE HARE VAR” ZAMANA MEYDAN OKUYOR!
O bir sahne kadını değil yalnızca… O, kalbe dokunan bir ses… Pelin Suade, bu kez sadece bir şarkıyı değil; bir dönemi, bir hissi, bir unutulmuş aşkı yeniden canlandırıyor.1980’lerin içimize işleyen o eski usul aşkını, ‘Yemenimde Hare Var’ ile bugüne taşıyan Suade, güçlü vokaliyle değil, yüreğiyle söylüyor. Bu yeni düzenlemede; hüzünle sarılı bir özlem, zamana sinmiş bir dokunuş ve tarifsiz bir zarafet var…
Klipteki her detay bir duyguyu fısıldıyor… Boş bir gazino salonu… Sessizce oturan yalnız bir adam… Ve o adamın karşısında, sanki yıllar öncesinden çıkıp gelen bir kadın: Pelin Suade… Şarkı değil sadece; bir vedanın, bir mektubun, bir iç çekişin melodisi bu… Seyircisiz bir sahnede bile göz kamaştıran Suade, izleyen herkesi geçmişin derinliklerine götürüyor. Sanki ilk gençliğinize, ilk kalp çırpınışınıza…
“Sahneye değil, ruha hitap eden bir kadın sesi: Pelin Suade.”
Daha önce Sezen Aksu’nun “Kaçın Kurası” yorumuyla dikkatleri üzerine çeken Suade, Aslızen’in “Kara Kaplı Defter”iyle dijital platformlarda güçlü bir yer edindi. Şimdi ise ‘Yemenimde Hare Var’ ile sadece müziği değil, kadın duygusunu, aşkın zarafetini, nostaljinin sıcaklığını yeniden yorumluyor.
“Geçmişi bugüne taşıyor, hisleri yeniden yazıyoruz…” diyor Suade. Ve bu cümle, sadece bir sanatçının değil; bir çağın, bir kalbin sesi oluyor.
“Yemenimde Hare Var”, artık sadece bir şarkı değil. Bir hatıra, bir bakış, bir iç sızı… Tüm dijital platformlarda yayında. Dinleyin… Hissedin… Belki de unuttuğunuz bir şeyi hatırlayın…
Okul öncesi çocuklara eğitim fırsatı sunan İBB Yuvamız İstanbul, daha çok çocuğa erişebilmek için Kısa Mola Merkezlerini hayata geçirdi. Merkezlerde, 4-6 yaş arası çocuklara 2’şer saatlik öğretici oyun grupları düzenleniyor. İlk etapta; Ümraniye Aşağıdudullu, Esenyurt Sultaniye, Eyüpsultan Akşemsettin, Fatih İskenderpaşa, Pendik Çamlık, Çekmeköy Hamidiye olmak üzere 6 merkezde hayata geçti. Kısa Mola Merkezlerine başvurular İstanbul Senin Uygulaması ile ilgili merkezden yapılabilecek.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 4-6 yaş arası çocuklara okul öncesi eğitim imkanı sunduğu Yuvamız İstanbul, Kısa Mola Merkezlerini hayata geçirdi. Yuvamız İstanbul Çocuk Etkinlik Merkezi ve herhangi bir kurumdan kreş hizmetine ulaşamayan 4-6 yaş arasındaki çocuklar için 2’şer saatlik oyun grupları düzenleniyor.
ÇOCUKLAR OYUNA AİLELER MOLAYA
Yuvamız İstanbul öğretmenleri tarafından düzenlenen oyunlar sayesinde çocukların zihinsel, fiziksel ve beceri odaklı gelişimlerine destek verilmesi amaçlanıyor. Kısa molalar sayesinde ise aileler kendilerine zaman ayırabilme fırsatını yakalayabiliyor.
Kısa Mola Merkezleri ilk etapta; Ümraniye Aşağıdudullu, Esenyurt Sultaniye, Eyüpsultan Akşemsettin, Fatih İskenderpaşa, Pendik Çamlık, Çekmeköy Hamidiye olmak üzere 6 merkezde hayata geçti. Merkezlerin sayısının artırılması için çalışmalar devam ediyor.
Kısa Mola Merkezlerine başvurular her çarşamba günü, İstanbul Senin uygulaması üzerinden alınıyor. Ayrıca ilgili merkezler üzerinden de başvuru yapılabiliyor.
News
